
Denetimsizlik, cezasızlık ve ekonomik yoksunluk yurttaşa gıda terörü olarak dönüyor. Cumhuriyet’e konuşan ve özellikle son 3 yılda taklit-tağşiş vakalarında ciddi bir artış olduğunu belirten uzman gıda mühendisi Tuğba Bayburtluoğlu, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı listelerde her yıl yüzlerce firma yer alıyor. Bu nedenle tüketici olarak hem bilinçli hem de şüpheci olmak zorundayız” uyarısında bulundu.
Yalnızca Türkiye’de değil dünya genelindeki tablonun oldukça vahim olduğunu belirten Bayburtluoğlu, FAO Dünya Gıda Güvenilirliği Günü 2025 Raporu’na göre, her yıl 600 milyon kişinin gıda kaynaklı hastalıklarla savaştığını aktardı.
Bayburtluoğlu, gıda kaynaklı hastalıkların tedavisi için yıllık maliyetin 15 milyar dolar olduğu tahmin edilirken hastalıkların ekonomik boyutu da endişe verici. Düşük ve orta gelirli ülkelerde üretkenlik kaybı ve sağlık harcamaları nedeniyle zararın boyutu yıllık 110 milyar doları aşıyor” dedi.
Soğuk zincirin kırılmasının büyük bir halk sağlığı riski olduğunu anımsatan Bayburtluoğlu, “Salmonella ve Listeria gibi bakteriler uygun olmayan sıcaklıklarda hızla çoğalır. Açıkta satılan ürünlere karşı da dikkatli olunmalı; et, süt, tavuk ve balık gibi ürünler sokak tezgâhlarında satılamaz. Bu tür satış yerleri hem izlenemez hem de gıda güvenliği açısından büyük risk taşır” dedi.
İHBAR HATTI ÖNEMLİ
“Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, henüz insanın duyu sisteminden daha akıllı bir denetleme sistemi yok. Koku ve tatta farklı bir şey hissettiğiniz ürünü asla tüketmeyin” uyarısında bulunan Bayburtluoğlu, market ve manav alışverişleri için de yurttaşların bildiği, güvendiği ve denetlenebilir yerler tercih etmesinin önemine dikkat çekti.
“Bakanlığın uygulaması ile alışveriş yapılan yerlerin karekodunu okutarak en son ne zaman denetlendiğini görebiliyoruz. 6 ayda bir bu işlem yapılmalı. Süre uzamışsa ya da hijyen açısından bir sorun varsa Alo174 İhbar Hattı kullanılmalı” diyen Bayburtluoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Eğitimli seçimler yapmalıyız. Örneğin hayvansal ürünlerde son kullanma tarihi, diğer gıdalar için de tavsiye edilen tüketim tarihini dikkate almalıyız. Fiş-fatura talep etmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Kayıt dışı satış yapılan yerlerde gıda güvenliği de kayıt dışıdır. Toplum bilinçlendikçe gıda terörünün de etkisi azalır. Her bireyin küçük bir farkındalığı bile zincirin tamamını değiştirir. Unutmayalım; güvensiz bir gıda, görünmez bir halk sağlığı tehdididir.”


