TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı ve bağlı bulunan kuruluşların 2025 bütçeleri görüşüldü. Genel Kurul’da söz alan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Türkiye’de derinleşen yoksulluğa dikkat çekti.
Bir kesimin ise haksız kazançla zenginleştiğinin altını çizen Ağbaba, Şehit Osman’ın ailesinin yaşadığı evin ve görevden el çektirilen AKP’nin eski Ankara Büyükşehir Başkanı Melih Gökçek ve oğlu Osman Gökçek’in binlerce metrekarelik lüks ve şatafatlı malikanesinin fotoğraflarını göstererek karşılaştırdı.
“Yüzsüz Osmanlar” diyerek Gökçek’i sert bir dille eleştiren Ağbaba, “Bu fotoğraftaki fakirler, fukaralar yıllardır bedel ödüyorlar öbürleri daha iyi koşullarda yaşasın diye” dedi. İzmir’de 5 çocuğun yanarak yaşamını yitirdiği evin fotoğrafını da eline alan Ağbaba, “Bu fotoğrafa herkes iyi baksın. Bu Türkiye’nin fotoğrafı. Bir tarafta krallar gibi hırsızlık yaparak, yolsuzluk yaparak, rüşvet alarak yaşayanlar, diğer tarafta açlıktan yanan insanlar” ifadelerini kullandı. Ağbaba, bir yanda yoksulluk içinde yaşayan vatandaşların, diğer yanda ise kaynağı belirsiz paralarla lüks içinde yaşayanların olduğunu vurguladı.
‘UYUŞTURUCU BARONLARI, ARAP ŞEYHLERİ VE HIRSIZLAR YAPABİLİR’
Melih Gökçek’in belediye kaynaklarını birkaç aileye aktardığını, karşılığında arsa ve araba gibi menfaatler elde ettiğinin altını çizen Ağbaba, Gökçek’in lüks malikanesinin uyuşturucu baronları, Arap şeyhleri ve hırsızlar tarafından yapılabilecek türden olduğunu ifade etti. Ağbaba şunları kaydetti:
“Allah aşkına, Allah aşkına bakın, bir ev, bir bekar adam 250 metrekare kapalı havuzu niye yapar ya? 160 metrekare salonu niye yapar? 110 metrekare eğlence odasını niye yapar ya? Niye yapar? Acaba babası onu dinozor parkına götürmediği için mi eğlence odası yapıyor? Bu evin değeri muhtemelen 600 milyon.”
‘FETÖCÜ OLDUĞU İÇİN ALDINIZ AMA CEZA GÖRMEDİ’
Ankapark ihalesini de örnek gösteren Ağbaba, “fakir fukaranın parasının” bu şekilde harcandığını ifade ederek “Türkiye tarihinde, belki dünya tarihinde belediye eliyle yapılan en büyük yolsuzluk. 810 milyon dolar. 810 milyon doları ihaleyi yapan” ifadeleri kullandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a da seslenen Ağbaba, Gökçek ailesinden vergi alınıp alınmadığını sordu.
Ağbaba şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Cevdet Yılmaz bölgemizin milletvekili ve ben çok düzgün bir insan olduğunu biliyorum. Bir fakir ailenin çocuğu olarak doğmuş. Cumhuriyetin imkanları sonucunda ODTÜ’de okumuş, gelmiş cumhurbaşkanına yardımcı olmuş. Sayın Cumhurbaşkanı Allah aşkına, Allah aşkına buradan bir kuruş vergi aldınız mı ya? Bakın yanınızda Turizm Bakanı var, otelci. Vergisini ödüyor. Turizm Bakanı zengin olsa anlarsınız. Ya da içinizde sanayici olsa zenginleşse anlarsınız. Allah aşkına bir kuruş vergi var mı ya? Bir kuruş vergi var mı? Değerli arkadaşlar, bakın bu adamı 2008’de görevden aldınız. Bu adam FETÖ’cü müydü, hırsız mıydı? Muhtemelen FETÖ’cü olduğu için aldınız ama hiçbir ceza görmedi. Niye? Sustu ve CHP’ye saldırdı. 2019’dan itibaren Mansur Yavaş’a saldırdı. Bu Beyaz TV nasıl, hangi parayla kurulmuş, hangi alın teriyle kurulmuş, kimin parasıyla kurulmuş, bunu sormak lazım.”
‘MECLİS’E GELİP DE KENDİSİNİ GÖSTERMİYOR’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut da İletişim Başkanlığı’nın bütçesini eleştirdi. Bulut, “Fahrettin Altun ise bir star, buraya gelme tenezzülünde bulunmaz ama her gün televizyonlarda görebilirsiniz. Tam 6,1 milyar liralık bütçe talep ediyor ama bu Meclis’e gelip de kendisini göstermiyor. Aynı iktidar belediyelerin yaptığı konserlere laf ediyor. Siz önce Fahrettin Altun’a bakın. Bu harcamalar günde 14 milyon liraya denk geliyor. Bu rakamın rakibi ise Saray bütçesi” dedi.
ERBAŞ’A AUDİ TEPKİSİ
CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı eleştirerek “Sorularımıza yanıt vermeme hadsizliğinde bulunan Diyanet’in Arapça bilgisi dahi şüpheli Başkanı ne yapıyor? Diyanet İşleri Başkanı, bu ayrımcı ve ötekileştirici dilin toplumda bir hastalık gibi yayılmasını dert edeceğine, makam aracının modeline ve markasına dertleniyor. Peygamberin dostlarından biri bile ‘Bana bir deveyi çok gördüler’ demesine neden olabilecek bir gösteriş merakı içinde olmadı, görgüsüzlüğe düşmedi. Hal böyleyken Ali Erbaş, ‘Bir Audi’yi Diyanet İşleri Başkanı’na çok gördüler’ demekten çekinmedi” ifadelerini kullandı. Diyanet İşleri Başkanının, Halil Konakçı gibileri koruma ısrarının altını çizen Konuralp, “Yoksa Başkan, Mustafa Kemal Atatürk’e ve O’nun zaferlerine yönelik dile getiremediği karşıtlığını; adını andığım zat veya benzerlerinin sığ, düzeysiz söylemlerine göz yumarak mı tatmin ediyor? Geçenlerde bu zat, ‘Birilerinin masada peşkeş çektiği Misak-i Milli’yi bugün geri aldık’ dedi. ‘Misak-i Milli’yi peşkeş çekenlerden kastın Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları’ desen vıcık vıcık bir şekilde, ‘Benim ağzımdan Mustafa Kemal çıkmadı’ yanıtı verecek kadar riyakar olan bu zat, AKP İstanbul İl Başkanı hakkında dahi ‘İmanının gittiği, nikahının düştüğü’ ithamında bulundu; Diyanet sesini çıkartmadı” ifadelerini kullandı.
‘HALK SARAYLARI DIŞARIDAN İZLİYOR’
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Milli Sarayların yönetimi ve ziyaret ücretlerini eleştirerek, şunları söyledi:
“Sarayları asgari ücretlinin gezemediği kesin. Sadece Topkapı Sarayı’nı gezmenin bedeli 270 TL. Gece gezersen bin TL. Düşünün 4 kişilik bir ailesiniz iş çıkışı ecdadımızı öğrenelim deseniz, 4 bin TL. Milli sarayların içine yapılan lüks kafelerde zenginler oturuyor, Halk sarayları dışarıdan izliyor.”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ülkenin tabutuna çakılan son çivi olduğunu söyleyen Kılıç, “Geldiğimiz noktada bu sistemle bebekler tabutlara, çocuklar ÇEDES batağına, belediyeler kayyum aymazlığına, işçiler emekliler tefecilere, hukuk ayaklar altına, onurlu, adil bir yaşam ise rüyalara düşmüştür” dedi.