![](https://www.cumhuriyet.com.tr/thumbs/1520x900/Archive/2025/2/10/2298326/kapak_165933.jpg)
Söz konusu olay Türkiye’deki şiddetin boyutlarını gözler önüne sererken tablonun bu denli vahim olmasının nedenleri ise tartışılıyor. Peki bu yaşananlar normal mi? Cumhuriyet bu soruyu psikolog ve hukukçulara sordu. Meselenin farklı yüzlerini anlatan uzmanlar yaşananların nedenlerini yorumladı.
“EKSİK KENTLEŞME ÖFKEYİ TETİKLİYOR”
Psikolog Dr. Ayhan Akcan’a göre, kentleşme sürecinde yaşanan eksiklikler, bireylerde “kuralları ben koyarım” anlayışını pekiştiriyor. “İstanbul gibi büyük metropollerde trafik stresi çok daha yoğun yaşanıyor. İnsanlar sürekli bir yarış ve tahammülsüzlük içinde. Bu da öfke kontrolünü zorlaştırıyor” diyen Akçan, ehliyet alım sürecinde psikoteknik testlerin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Özellikle büyük şehirlerde “şehir yorgunluğu” olarak adlandırılan stresin; depresyonu ve saldırgan davranışları tetiklediğine dikkat çeken Akcan, “Eğer trafikte riskli grupları tespit edip gerekli önlemleri almazsak, bu tür olayların sayısı artacaktır” dedi.
“NASIL OLSA YATIP ÇIKARIM”
Olayı hukuki açıdan değerlendiren Avukat Süreyya Kardelen Yarlı, yaşanan olayın yalnızca bir trafik tartışması değil, ağır bir suç olduğunu belirtti.
Yarlı, “Türk Ceza Kanunu’na göre bir fiil suç olarak tanımlandıysa, nerede işlendiği fark etmez. Trafikte de, evde de olsa suçtur. Kurye aracın aynasına zarar vermiştir, bu ‘mala zarar verme suçu’ kapsamına girer. Ancak sürücünün verdiği karşılık orantısızdır ve kasten öldürmeye teşebbüs suçu olarak değerlendirilmelidir” dedi.
Sürücünün, çevredekilerin müdahalesi olmasa saldırıya devam edebileceğini belirten Yarlı, “Eğer kurye hayatını kaybetseydi, bu olay doğrudan ‘kasten öldürme’ suçu olarak ele alınacaktı. Ağır yaralandığı yani ölmediği için sırf bunu basit bir kasten yaralama fiili olarak değerlendirmek hukuken orantılı ve doğru olmaz” diye konuştu.
Ayrıca, mahkemelerin “haksız tahrik” indirimlerini geniş yorumlamasının benzer suçları artırdığını belirten Yarlı, “Saldırganlar ‘nasıl olsa yatıp çıkarım’ mantığıyla hareket ediyor. En büyük etmenlerden biri cezaların caydırıcı olmaması ama tek başına cezaların arttırılması ile de tüm sorunu çözmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Uzmanlara göre, benzer olayların yaşanmaması için hem kamu otoritelerinin hem de yurttaşların atması gereken adımlar bulunuyor. İşte o adımlar:
*İdari birimler tarafın psikoteknik testler zorunlu hale getirilmeli, ehliyet alırken psikolojik değerlendirmeler daha ayrıntılı yapılmalı.
*Kanunlar çerçevesinde belirlenen cezalar caydırıcı hale getirilmeli, mahkemeler, haksız tahrik gibi kavramları geniş yorumlayarak suçlulara indirim yapmamalı.
*İlgili kamu otorileri tarafından toplu taşıma teşvik edilmeli, trafik yükü azaltılarak agresif sürüşlerin önüne geçilmeli.
*Olay anında yurttaşlar tarafında video veya fotoğraf çekilmeli.
*Mobese veya iş yerlerindeki güvenlik kameralarının kayıtları talep edilmeli.
*Özellikle olayın tarafları olan yurttaşlar tarafından 112 aranarak olay yerine polis çağrılmalı.