Yeniçağ gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu; Saadet Partisi Grup Başkanı ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın açıklamalarına yer verdiği 13 Ocak 2021 tarihli, “Devlet Bahçeli’ye çok ağır eleştiriler” adlı köşe yazısı Ülkü Ocakları’nca hedefe konmuştu.
Özdağ, 15 Ocak 2021’de sabah saatlerinde Ülkü Ocakları Ankara Şubesinin eğitim sekreteri liderliğindeki 5 kişiden oluşan çete tarafından saldırıya uğrayarak ağır yaralandı.
Gazeteci Uğuroğlu ise aynı gün öğle saatlerinde evinden çıkarken Ülkü Ocakları Ankara Şubesi’nin il sekreteri liderliğinde 4 kişiden oluşan çete tarafından saldırıya uğradı.
Ellerinde odun tutan 3 kişi, Uğuroğlu’nun arkasından saldırırken, olaya karışan 4’üncü kişi arabayla arkasından saldırdı.
YILDIRIM O DÖNEM DE ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANIYDI
Uğuroğlu, MHP’nin baskısıyla iki ayrı dava açıldığını ileri sürerek, “Özdağ ile mahkemelere başvurularımıza rağmen aynı suç örgütü tarafından planlanan saldırılar tek mahkemede birleştirilmedi. Özdağ’a, saldıranlara 3 yıl sonra 1 yıl 11 ay 10 gün ve 1 yıl 10 ay 15 gün arası değişen cezalar verildi” dedi.
O dönem Ülkü Ocakları Genel Başkanı’nın Ahmet Yiğit Yıldırım olduğunu anımsatan Uğuroğlu; “Tüm HTS kayıtları alınmasına rağmen Özdağ’a da bana da yapılan saldırıların azmettiricileri ortaya çıkarılamadı. Saldırının olduğu gün polisler tarafından 29 Mayıs Devlet Hastanesi’ne götürüldüm. Beyin kanaması riski nedeniyle MR çekildi. Tansiyonumun yüksekliğini düşürmek için dil altı ilaç verildi ve taburcu edildim. 39. Asliye Ceza Mahkemesi savcılık iddianamesini 23 Şubat 2021 tarihinde kabul ederek örgütlü suç kapsamında olmaması için ‘yargılamanın basit yargılama usulüne göre yürütülmesine’ karar verdi. Sanıklar adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. İlk duruşma tam 10 ay sonra, 10 Kasım 2021 tarihinde yapıldı ve hakimin sorusu üzerine şöyle ifade verdim: ‘Düşmeden dolayı sol omzumdan yırtık çıktı, ayrıca sol kulağımda hala çınlama duymaktayım’” ifadelerini kullandı.
2 YIL SÜREN ADLİ TIP SÜRECİ
Mahkemenin 9 Mayıs 2022’de adli tıp raporu talebinde bulunduğunu kaydeden Uğuroğlu; Ankara Adliyesi’ndeki adli tıpa giderek şikayetlerini ilettiğini, 3 kez adli tıpta herhangi bir tıbbi cihaz olmadan sözle muayene yapıldığını aktardı.
Mahkemenin Ankara Üniversitesi kulak burun boğaz, fizik tedavi ve rehabilitasyon servislerine havale ettiğini belirten Uğuroğlu; süreci şöyle anlattı:
“İşitme testi yapıp tınlamayı gören KBB doktoru; ‘Saldırıdan kısa süre önce yaptırdığınız işitme testi var mı?’ diye sordu. ‘Doktor Bey, saldırıya uğrayacağımı bilseydim elbette yaptırırdım’ dedim. Fizik tedavi ve rehabilitasyon doktoru ise muayene etti; ama ‘Omuz yırtığı teşhisini ortopedi uzmanı yapar. Bizim işimiz tedavi. Neden bize sevk etti ki mahkeme? Siz ortopedi uzmanına muayene olun’ diye konuştu.
Mahkemenin sevk yazısı ile ortopedi uzmanı doktora gittim ve muayene olmak istediğimi söyledim. Doktor, ‘Mahkeme bize sevk etsin. Sevk olmadan muayene etmem’ diye konuştu. Mahkeme son olarak beni 17 Ekim 2024’te İstanbul Adli Tıp İkinci İhtisas Kurumu Başkanlığı’na sevk etti. Dosya yaklaşık bir ay sonra adli tıpa ulaştı ve 3 Aralık 2024’te İstanbul’a giderek muayene oldum.”
‘SİNAN ATEŞ KATLEDİLMEYECEKTİ’
Adli tıp raporunun dosyaya daha eklenmediğini belirten Uğuroğlu; “Özdağ ve bana yapılan saldırılar ile Ülkü Ocaklı kökenli önceki gazeteci ve siyasetçi saldırılarının dosyaları birleştirilmeliydi. İlaveten; gazete ilanları ile siyasetçileri, aydınları, beni ve gazetecileri hedef gösteren Devlet Bahçeli hakkında yaptığım suç duyurusu 2 yıl sonra 14 Mayıs seçimi öncesi ‘takipsizlik’ kararı ile kaldırılmayıp hakkında dava açılmalıydı. Eğer bunlar yapılsaydı; Ülkü Ocakları içinde yuvalanan suç örgütü ortaya çıkarılacak ve inanıyorum ki Sinan Ateş katledilmeyecekti. AKP- MHP iktidarı varken; hak, hukuk, adalet mi var?” dedi.