Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ardından yakın zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Suriye’nin başkenti Şam’ı ziyaret ederek Suriye’deki yeni yönetimin başını oluşturan cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Ahmet el Şara (Muhammed el Colani) ile görüşmesi bekleniyor. Ankara, yeni yönetime Suriye’de terör örgütü YPG/PKK varlığının son bulması yönündeki talebini yinelerken müttefiki Washington’nın ise Türkiye’nin taleplerine karşı yumuşadığı belirtiliyor. ABD’nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanlığına aday gösterdiği Mike Waltz, ABD askerlerinin Suriye’de olmaması gerektiğini belirtti. Waltz, Trump’ın ABD Başkanı olduğu dönemdeki Ortadoğu politikalarının doğru olduğunu savunarak, “Amerikan botlarının (askerlerinin) Suriye’de herhangi bir şekilde dolaşmasına ihtiyacımız yok ama DEAŞ, İsrail sınırı ve Körfez müttefiklerimizle olan daha geniş dinamiklere dikkat etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. İngiltere ve Almanya’nın ardından ABD’nin de açık temasa geçtiği el Şara’nın Suriye’nin yeni yönetimi için ‘kapsayıcılık’ ve örgütte değişim sinyalleri veriyor. Bel kemiğini El Kaide’nin oluşturduğu HTŞ’nin, IŞİD’e bakışı ve köktendincilikten uzaklaşmaya ilişkin verdiği sinyallerin samimiyeti ise hala uluslararası kamuoyunda tartışma konusu…
‘CİDDİ ANLAŞMAZLIKLARA YOL AÇABİLECEK’
Türkiye’nin son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan-El Şara görüşmesinin çıktılarına, HTŞ’nin IŞİD’e bakışına ve HTŞ-ABD ilişkilerine ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. Ahmed el Şara’nın fiili devlet başkanlığını üstlendiğini anımsatan Önhon, “Şimdi ülkede kalıcı bir sistem oluşturulması için bir süreç başladı. Şu andaki hükümet ara dönem hükümeti ve Mart ayına kadar görevde kalacak, ondan sonra geçiş hükümeti oluşturulacağı söyleniyor. Bir tarihte de serbest seçimlerin yapılması öngörülüyor. Şimdiki hükümet esas olarak İdlib’i 2007 ‘den beri yöneten hükümet, yani HTŞ yönetimi. İki gün önce bu hükümete bir dışişleri bakanı bir de kadın bakan eklendi. Bu süreçte en önemli aşamalardan biri yeni anayasanın hazırlanması. Ülkenin idari sistemini ve hangi esaslara göre yönetileceğini de belirleyecek bu çalışmada ciddi anlaşmazlıklara yol açabilecek pekçok zor konu var” dedi.
‘CİHATÇIDAN SALON ADAMINA’
Hem Suriyelilerin hem uluslararası camianın HTŞ ve el Şara’nın gerçekten değişip değişmediğini anlamaya çalıştığını söyleyen Önhon, “Çok kimlikli Suriye’de, El Kaide’den türeyen, yıllardır çihatcı, radikal örgüt kimliğiyle bilinen HTŞ’nin lideri el Şara değiştiklerini ileri sürse de, doğal olarak, Hıristiyanlar, Nusayriler, Dürziler ve kendileri gibi düşünmeyen Sünniler için kaygı yaratıyor. Şara, kurulacak yeni sistemin çoğulcu olmasından azınlıkların tüm haklarının korunacağına kadar pek çok konuda son derece ılımlı ve herkesin duymak istediği mesajlar veriyor. Radikallere, İŞİD’e karşı çıkacağı mesajlarını veriyor. Dış görünüşünü cihatçıdan salon adamına çevirdi. HTŞ’nin sokakta halka karşı davranışlarına dair olumsuz haberler gelmiyor. Şara’nın bu ılımlı tavrı ve açıklamaları ile uygulamanın örtüşüp örtüşmediğini zaman içinde göreceğiz” diye konuştu.
‘FETİH HAVASI ESTİRMEDEN’
Anayasanın niteliğinin, geçiş hükümetinin oluşumunun ve HTŞ’nin insanların günlük hayatları ile yaşam tarzlarıyla ilgili tasarruflarının Suriye’yi nasıl bir gelecek beklediği bakımından önemli gösterge olacağının altını çizen Önhon, el Şara’nın İsrail’i de yatıştırmaya yönelik mesajlar verdiğini belirtti. Önhon, “ Şara, İsrail’e düşmanlık duymadıklarını söyledi. Ama İsrail bu açıklamalara pek rağbet etmiyor. Suriye’nin bir bölümünü işgal etti. İsrail kendine güvenlik kuşağı oluşturacağım diye düşman kazanmak için elinden geleni yapıyor sanki. Türkiye Suriye’de sistemin oturtulmasına ve ekonominin toparlanmasına destek vermeye hazır olduğunu vurguladı. Türkiye işin şov tarafına kaçmadan, fetih havaları estirmeden davranırsa bu olumlu ortamdan yararlanabilir.
‘ABD’NİN SINIRLI MEVCUDİYETİ OLACAK’
HTŞ’nin terör örgütü YPG’ye ilişkin açıklamalarının Türkiye ile örtüştüğünü ifade eden Önhon, HTŞ’nin Suriye’de farklı silahlı grupların olamayacağı, orduya katılmaları gerektiği yönündeki açıklamalarını anımsattı. Önhon, “YPG Suriye’de istediği gibi at oynatamayacak gibi duruyor. YPG dahi Türkiye’yi tatmin edecek bir yol arayışına girmişken ABD’li senatörlerden Türkiye aleyhine gelen olumsuz açıklamalar dikkat çekiyor. Bu tutumlarının arkasında İsrail ve Yahudi lobisinin de bulunması şaşırtıcı olmayacak. ABD’nin Trump döneminde nasıl bir Suriye politikası izleyeceği konusunda karışık sinyaller geliyor. Trump’ın Suriye’de kalmaya gönlü olmamakla birlikte, bütünüyle de çekilmeye, en azından bu aşamada, hazır olmadığı söylenebilir. Gerekçe olarak IŞİD’le mücadele ve İsrail ile Körfez ülkelerinin güvenliklerini ileri sürüyorlar. ABD’nin Suriye’de sınırlı da olsa askeri varlığı olacak gibi duruyor” ifadelerini kullandı.